Skip to main content

Kifoz

Omurgaya arkadan baktığımız zaman omurların birbiri üzerine diziliminden oluşan ve kafa ile leğen kemiğinin tam ortasından geçen bir izdüşümü olan düz bir kolon olduğunu görürüz. İnsan omurgasına yandan bakınca ise böyle bir düz hat olmadığını ve omurların her birinin birbirleri ile bir açı yaparak oluşturduğu fizyolojik birtakım eğrilikler olduğunu görürüz. Örneğin göğüs, sırt bölgemizde bir kifoz (kambur) varken bunu izleyen bel bölgemizde bir çukurluk vardır.

İnsanların göğüs, sırt bölgesindeki kifoz kişiler arasında çok geniş bir farklılık gösterir. Bir başka deyişle sizin de etrafınızda gözlediğiniz gibi, bazı insanlar daha kambur dururken bazıları daha dik durmaktadırlar. Bu kamburluğun fizyolojik olarak kabul edilen ölçüsel bir sınırı vardır.

İnsanın rahat ayakta durduğu pozisyonda çekilen yan radyografisinde yapılacak bir açı ölçümünde, bu sınır 20 derece ile 55 derece arasında değişmektedir. 55 derece üzerindeki kamburluklara anormal diyoruz. Erken dönemdeki kifozlarda geriye eğilme egzersizleri ve korse uygulaması ile kifoz açısı azaltılmaya çalışılabilir. Bunların 65-70 dereceyi geçmesi, hareketle düzelemeyecek sertlikte olması ve şiddetli ağrı ile birlikte bulunması durumunda ameliyat gerekebilir.

Kifoskolyoz

Kifoskolyoz, hem skolyoz hemde kifoz açılarını bulunduran bir deformitedir. En anlaşılabilir tanımıyla “skolyozla birlikte görülen kifoza kifoskolyoz denir.” Omurga, skolyozda sadece yana bakan açıklığa sahiptir. Kifozda ise öne bakan bir açıklığa sahiptir. Kifoskolyozda açı hem öne hemde yana bakmaktadır.

Scheuermann Kifozu

Scheuermann kifozu, genellikle ergenlik döneminde, çoğu zaman kemiklerin hala büyümekte olduğu 10 ila 15 yaşları arasında ortaya çıkar. Scheuermann hastalığı olarak da adlandırılan bu hastalık, erkeklerde kızlara göre iki kat daha yaygındır. Hastalık başlangıcına genellikle hafif ağrı ve sırt kaslarında yorgunluk gibi şikayetler eşlik edebilir. Öte yandan, postüral kifozun aksine, Scheuermann kifozu omurları deforme ederek, röntgen filmlerinde dikdörtgen yerine kama şeklinde görünmelerine neden olabilir. Durumdan etkilenen omurlarda, Schmorl nodülleri olarak bilinen başka bir bulgu da yer alabilir. Bu düğümler, omurlar arasındaki yastığın (disk), omurun altı ve üzerindeki kemik aracılığı ile baskı yapması sonucunda meydana gelir. Scheuermann kifozunun nedeni bilinmemektedir, ancak kimi vakalarda aile hikayesinin de bulunduğu yani genetik geçişin olduğu gözlenmiştir. Kifozun bu türünün bulunduğu bazı kişilerde, kamburluğa ek olarak önden bakıldığında omurganın eğri görünmesine yol açan skolyoz da bulunur. Çocukluk çağında Scheuermann kifozu bulunan kişiler yetişkin yaşlara geldiklerinde daha fazla ağrı yaşayabilirler.

Konjenital Kifoz

Konjenital (doğuştan) kifoz; omurgaların ilk oluşumu sırasında, anne karnında iken oluşmaktadır. Birçok nedeni bulunmaktadır. En sık nedeni omurganın ön kısmındaki omur gövdesi veya cisim adı verilen kısmın az büyümesi, önden birkaç seviyede birbirine yapışması veya eksik oluşması ile oluşan türüdür. Bu hastalardaki kifoz özellikle sinirsel problemlere ve ileri derecedeki sıkışmalarla felçlere neden olabilmektedir. Sinirsel problemleri önlemek için erken cerrahi operasyon önerilmektedir. Erken yaşlarda yapılan ameliyatlar kişinin yaşamını önemli ölçüde değiştirecek olan değişiklikler oluşturmaktadır. Erken yaşta yapılan ameliyat ile sinirsel problemler de ilerlemeden önlenebilmektedir. Bu nedenle yeni doğan bebeklerde omurganın normal olup olmadığı mutlaka kontrol edilmeli, herhangi bir farklılık görüldüğünde mutlaka hekime başvurulmalıdır.

Klinik olarak, çocuğun bacak kuvvetini ve yürüme şeklini değerlendirmek önemlidir. İleri kifoz, spinal kord üzerinde ciddi basıya sebep olarak omurilikten çıkan sinirlerde sıkışma ve miyelopati (omurilik yapısında bozulma) oluşturabilir. Sinir basısı olan çocuklarda yürümeye başlamada gecikme görülebilir.

Konjenital kifoz hastalarında omurların ayrışma kusuru (segmentasyon defekti) veya yapısal oluşum kusuru (formasyon defekti) söz konusudur. Çocuk büyüdükçe deformite de genellikle ilerler. Özellikle hayatın birinci yılında, iskelet gelişimindeki hızlı ilerlemeye bağlı olarak deformitenin ilerlemesi yüksek düzeyde beklenir. Segmentasyon defekti daha yavaş ilerleme gösterir ve adölesan döneme kadar cerrahi müdahale gerekli olmayabilir.