Skip to main content

Skolyoz

Sağlıklı bir omurga yapısı önden ve arkadan bakıldığı zaman düzdür. Yandan bakıldığında ise, boynun ve belin çukurlu kısmına uyumlu hafif bir sırt çıkıntısı olur. Boyun omurga eğriliğinde esas olarak ön ve arkadan bakıldığında, omurgada sağa ya da sola doğru eğrilikler gözlenir. Sırt ve bel bölgesini meydana getiren omurlardaki eğriliklere “skolyoz” denir. Skolyoz, doğumdan sonra erken bebeklik zamanından erişkinliğe kadar her dönemde görülebilmektedir. Eğriliğin görüldüğü yaşa, tipine ve eğriliğin geliştiği yere göre hastalığın seyri ve tedavi seçenekleri farklılık gösterebilir. Skolyozun türlerine göre sebepleri araştırıldığında, kalıtsallık, sinir-kemik denge hastalıkları, hormonal nedenler gibi pek çok faktör bulunur. Skolyoz hastalığında ortaya çıkan omurga ve göğüs kafesindeki şekil bozukluklarının hayati fonksiyonları en çok etkileme sebebi, eğrilik ilerlediğinde kalp ve akciğer kapasitesini bozabilmesi ve ciddi derecede sistemik problemlere yol açabilmesidir. Bundan dolayı erken tanı ve tedavi, çoğu hastalıkta olduğu gibi bu hastalıkta da son derece önemlidir. Eğriliğin tipi ve derecesine göre bazı eğrilikler yakın takibe alınır fakat, bir tedavi uygulanmaz. Bazılarında egzersiz ve korseler ile desteklenir ve bunun yanı sıra bazı ameliyat yöntemleri, tedavi seçenekleri arasında yer alır.

Nasıl teşhis edilir?

Omurga eğriliği gelişen hastalarda sırt omurgalarındaki eğriliğin derecesine, seviyesine, tipine göre bel girintilerinde, omuzlarda ve göğüs kafesinde simetrik bozukluklar ve gövdenin bir yana doğru eğriliği gözlenebilir. Büyüme çağında bu eğriliğin gözlendiği hastalarda, özellikle 11 ile 13 yaşlar arasındaki hızlı büyüme döneminde sırt ve bel bölgesinde eğrilikler hızlı gelişme gösterip kısa sürede belirginleşebilir. İleriki yaşlarda ortaya çıkan skolyozda ise, kişinin omurgasındaki yıpranma ve bozulmalara bağlı eğrilikler, bel ve sırt ağrıları meydana getirebilir.

Büyüme döneminde meydana gelen boyun omurga eğrilikleri genellikle kişilerin omuzları arasındaki yükseklik farkları, beldeki yükseklik farkları ve sırtta tek taraflı ortaya çıkan geniş çıkıntılardan dolayı skolyoz hastalığı fark edilebilir. Bunlarla birlikte öne eğilme testi, hastalığın tanısında önemli bir yere sahiptir. Bu testte kişi ayakları birleşik pozisyonda, dizlerini kırmadan öne doğru eğilir. Yukarıdan bakıldığında sırtın sol ve sağ yanındaki yükseklikler arasında farkın olması, özellikle sırt bölgesi omurgalarının eğriliği tanısında önemli bir göstergedir. Omurga çıkıntısı, kaburgaların dışarıya çıkıntılı olmasına neden olur. Ayrıca eğri taraftaki kürek kemiğinde gözle görülür biçimde çıkıntı bulunur. Omurganın eğik bir yapıya sahip olması, çocuğun sürekli bir tarafa eğilerek durmasına neden olur. Bu duruş sırasında omuzlarından bir tanesi diğerine göre daha yüksekte durur. Skolyozun ortaya çıkardığı görüntü farklılıklarından birisi de kalça kemiği uyuşmazlığıdır. Omurga çıkıntısı, çocuğun kalça kemiklerinin simetrik bir yapıya sahip olmasını engeller. Kemiklerin birisi diğerinden daha yukarıda durur. Ayrıca belirleyici olabilecek başka bir farklılık da kaburgalarda mevcuttur. Skolyoz olan bir çocuk öne doğru eğildiğinde kaburga kemiklerinin normalden daha belirgin biçimde ortaya çıktığı görülür. Sırttaki eğriliğin tanınmasında, çekilen omurga grafiklerinin yanı sıra bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme yöntemlerinden de yararlanılabilir.

Çocukluk çağı boyun omurga eğriliği hastalığı, erken dönemde teşhis edildiğinde, ameliyatsız ya da ameliyatlı girişimler ile daha ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek benzer problemlerin önüne geçilebilir. Büyüme çağında olan çocuklarda, her yaş gurubu için farklı tedavi yöntemleri var. Fakat hepsinde hedeflenen amaç, meydana gelen eğriliğin kabul edilebilir sınırlar içerisinde kalmasını sağlayarak bu durumun ilerleyişini durdurabilmektir. İleri aşamadaki eğriliklerde ise amaç, ameliyat ile eğriliği düzeltebilmek ve düzeltme sonrası mevcut yapıyı koruyabilmektir.

Sebebi belli olmayan omurga eğriliği (İdiopatik Skolyoz): Bu toplumda en fazla etkili olan omurga eğriliğidir. Omurga yan tarafa doğru S yada C gibi bir oluşum gösterir. Bu esnada omurlarda yana eğilme yapabilir. Eğrilikle birlikte sırtta ve belde bir çıkıntı oluşur. Bu tür omurga eğriliğinin nedeni tespit edilemez. Bu yüzden sebebi belli olmayan omurga eğriliği olarak bilinir.

Konjenital omurga eğriliği: Bu tür omurga eğriliği anne karnındayken meydana gelir. Omurlarda oluşum eksikliği veya fazlalığı olarak kendini gösteren bazı kusurlar mevcuttur. Omurga eğriliği bebeğin doğumundan sonra, ilk yıllarda hızla ilerler. Bu açıdan omurga eğriliğinin erken aşamada teşhis edilmesi ve tedavisinin yapılması gerekir. Bu tür omurga yamukluğun da çocuklara erken yaşta cerrahi müdahale yapılması gerekebilir.

Bebeklerde Omurga Eğriliği: Bu tür omurga eğrilikleri omurilik kanalı içi anormalliklere bağlı olabildiği gibi nedensiz de oluşabilmektedir. Bebekler de omurga eğriliğinin tedavisi başta egzersiz yapmak ile başlar. Bu tedavi için en önemli egzersiz yüzme sporudur. Yüzme kemik kaslarını geliştirdiği için sürekli düzenli olarak yapılması gerekir. Bebekler yüzme yapamayacağı için anneler veya babalar esnemeye yönelik hareketler yaptırmalıdır. Bu hareketler bebeğin hem rahatlamasını hem de kemiklerinin esneyip gelişmesini sağlayacaktır. Hastalık çok ilerlerse korse tedavisi başlanır. Korse kullanıldığında otomatik olarak ilerleme duracaktır aksi halde cerrahi müdahale gerekir. Bu durum olursa direk doktor kontrolüne detaylı olarak gözükmek gerekebilir. Ameliyata karar verildiği taktirde omurga hem ön taraftan hem de arka taraftan açılır veya her seviyeye pedikül vidaları uygulanarak omurga dondurulur.

Bebeklerde doğuştan omurga eğriliği olabilir bunun için yapabileceğimiz tek şey egzersiz esnek hareketler yaptırıp ilerlemeyi durdurmak olur. Fakat doğuştan bu rahatsızlık ile karşı karşıya kalmadıysak, uygulamamız gereken başka şeyler vardır.

Nöromusküler omurga eğriliği: Bu tür omurga eğriliği çok fazla görülen tiptir. Eğriliğin nedeni sinir ve kas hastalıklarından kaynaklanabilir. Beyin ve omurilikte gelişen sinir hastalıkları buna neden olabilir. Kas hastalıkları da özellikle çocuklukta ve ergenlikte etkili olabilir. Bu hastalarda duyu ve solunum sorunları da ortaya çıkabilir. Bu tür omurga eğriliğin da yapılacak operasyonlar küçük yaşlarda daha başarılı sonuçlar verir.

Omurga eğriliği teşhisi ve tedavisi

Omurga eğriliği tanısı radyolojik muayene sonucunda konmaktadır. Ayakta hastanın grafisi alınarak, eğriliğin açısı tespit edilir. Bu muayene düzenli şekilde tekrar edilir. Anne karnındaki bebeklerde fetal ultrasonografi tetkiki kullanılır ve incelenen omurga yapısıyla tanı konulabilir. Tedavide temel hedef eğriliği giderilmesi ve eğriliğin ilerlemesine engel olmaktır.

Cerrahi tedavi omurga eğriliğinin ileri aşamasında tercih edilmektedir. Ancak tedaviden önce gereken tüm önlemler alınmalı ve erken teşhis yapılmalıdır. Konservatif tedavide ergenlik çağındaki hastalarda meydana gelen omurga eğriliği 6-12 aylık periyotlarla kontrol edilir. Eğrilik derecesi fazla olanlar 3-4 ayda bir kontrole alınır. Omurga eğriliğinde traksiyon alçı ve korse kullanımı eğriliğin ilerlemesini önlemek içindir. Eğriliğin derecesi ve boyutuna uygun tedavi yolu belirlenir. Bu tedavi yöntemlerin dışında, hastaların düzenli olarak doktor kontrolünde egzersiz yapması da yararlı olur. Bu diğer tedavileri destekleyici bir uygulamadır. Bu nedenle tek başına egzersiz yapılması omurga eğriliğini düzeltemez.